Ferhan Şensoy Okuma Rehberi

 

Ekşi Sözlük erişim engelinin ilk günleriydi. Vpn ile dan diye girdim sözlüğe, tarihlerden 26 Şubat, ustanın doğum günü. Sonra dönüp baktım ki ben Ferhan Şensoy Okuma Rehberi yazmışım. Kenarda köşede kalmasın, buyurun afiyet olsun…

Dikkat buyurun, bu yazıda büyük harfler Büyükadaya’ya tatile gönderilmiştir. Büyük harf takıntısı olanların sakinleştirici ilaçlarını almaları önemle tavsiye olunur…

Genel bir inceleme yaptığım Ferhan Şensoy külliyatına daha sonra özel dokunuşlar ile geri döneceğim. Çok çok sevdiğim içlerinden biraz daha fazla sevdiğim kitaplarıyla… Öyleyse buyurun…

***

onu anmadığım tek bir gün yok. yine bir şeyler karalamaya başladım. birazdan yükler, detaylı düzenlerim... vpn ile dan diye girdim sözlüğe. ekşi mekşi anlamazdı ferhan ağbi. interfluğdu. ama eminim o da savunurdu bizi bi a ve k ve p ye karşı. kavukluya duyulan özlem her geçen gün kat be kat artıyor. ustanın doğum günü şerefine kitaplarını yazdım dikkat buyurun okuyun diye. afiyet olsun...

herkes bilir az biraz mefailün failün.... kimi yaşamlar yarım kalmıştır otobüse binmeden önce mazgala fırlatılan bir sigara misali. ferhan şensoy 70 yaşında galaksimizi terk ettiğinde bu kavramlardan çok çok uzaktı. eser itibariyle bir insan ömrüne yetmeyecek denli üretken olan usta, üç insanlık bir ömür yaşamıştır. ömrünün çoğunda haftanın sekiz günü matine suare sahnede olan biri için belki de daha fazla. kalemimin sapını gülle donattım ve başkaldıran kurşunkalem'i okuduktan sonra ben ne yaşıyorum dersiniz. benim yaşadığım hayat mı? bir savrulmanın içinde ne denli idealist kalıp gerçek kılmak istediklerini teker teker başaran bir azim görürsünüz. bu azim içinde dur durak bilmeden çalışan ve asla el etek öpmeyip eğilmeyen bükülmeyen bir usta...

bakmayın siz burada abes karşılaştırmalar yapıldığına. o oyuncu bu filmde iyiymiş, öbürünün şöyle bir tiyatro oyunu varmış, şu şunu demiş, bu bunu yapmış.
ferhan şensoy bunların hepsinin ötesiydi. o başka bir galaksiden gelmiş gibiydi.

afitap'ın kocası istanbul'u okuyorum ''çok kısa santimetrajlı şiir-film'' demiş usta, daha önce görmediğim denli bir acayip tür. o denemiş yapmış. demir tüccarı dan diye dahil oluyor konuya. hani oğlum bizim erikler deniyor. afitap elinde kocasının fotoğrafı yürüyüp geçiyor. mon mantolar ölmüyor ve bu tarafımızca biliniyor. hezar-ü problem afitap çelebi...

okudukça hayran kalırsınız ustaya.
şahlar'a hiç değinmiyorum bile. onun için çokça entry girdim. şah türkiye'de yargılanmıştır, sazbantlı cazbantlı bir sahnede. demirel'e ecevit'e göndermeler yapılarak hem de. umudumuz musaddık, seni evliya sandık, acemliğin kaderi bu, meğer gene aldandık...

okuyorum
kazancı yokuşu'nu, pürtelaş sapıtıyorum adımlarımı. albayım necdet, komisyoncu nurettin selam veriyor bana. ercü dalıyor laflarıma. melek abla sanki bizim komşu. yusuf bakkal'dan mum alıp geliyorum evime. iniyorum kazancı yokuşundan tüm karakterlerle sohbet ede ede. sonunda koyveriyorum gözyaşlarımı. bu kapıcı aliiksan'ın oğlu maocu muydu? leninci miydi diye?


gündeste apayrı bir mevzu. özyaşam kitaplarının tüm açmazları orada. gelenekselle moderni ta çocukluktan birleştirmiş usta. iki satır arası yüzyıllar boyu. bir manzum eser, anıların en kralı. namı diğer civciv gönül bayraktoroğluna son mektup diye bir şiir vardır içinde kapısında mimar mühendis yazanlar bir şair denli sevemez der usta. ağlatır bizi. civcivine kıyarlar nikah adı altında. civciv ölür uçak kazasında. kitabın arka kapağında vardır resmi. ve duvardaki resmi duvar durdukça duracaktır orada... gecedeste, dündeste, derdeste, ferdeste takip eder onları. hepsi de güzeldir. yazdığım sıralamada gündelik hayata dair kısa notlara dönüşür kitaplar. o yüzden ayrıdır gündeste'nin yeri bizde...


ingilizce bilmeden hepinizi ı love you der bize üstat. amerika'yı nasıl siktir edişini anlatır sayfalar boyunca. kırk ambar gece tiyatrosunda değindiği kısımlar aynen kitapta vardır. gelin efendi gene amerikalı olun da yapalım şu işi derler ustaya, hassiktirin ulan der siktir eder amerikayı. keyifli bir gezi kitabıdır, sevilir...

ayna merdiven'de ufak ufak öyküler vardır. mahmut birdenbire evlenir falan derin düşüncelere daldırır adamı. sonunda lise talabesi iken yayınlayan öyküleri saydambantlanmıştır. yazar olacak çocuk işte buradan belliymiş dersiniz. arka kapak fotoğrafını çok severim ayna merdiven'in ben...

oteller kitabı'nı okuduktan sonra hemen baştan okursunuz çünkü o kadar komiktir ve o kadar keyiflidir. başkaldıran kurşunkalem'de tadına doyamadığınız özcan özgür karakterinin burada tadına doyarsınız. oteller kitabı başka tellerden de çalar. kıvrak zekanın ürünü olan nadide bir kitaptır. kuş adası'ndaki kuş yuvası otele selamlar olsun. kimi otellere tekrar gittiğinde isimlerini değişmiş olarak bulur ferhan şensoy, ulan otel aynı, oda aynı, manzara aynı niye isim farklı der. otelci ise ağbi oteller kitabında ağzımıza sıçtığınız için yanıtını bırakır masanın üstüne...

düşbükü... bu adam feylesof işte. evet evet ferhan şensoy'dan bahsediyorum. vikipedi'de yazana göre sadece türk tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu; roman, deneme, günlük, televizyon dizisi ve film senaryoları yazarı, şair ve ortaoyuncular tiyatro topluluğunun kurucusu değildir. basbayağı feylesoftur. ''soluk, sanki küf bir yeşil, baharı göğüslemekte yeniköy adı altında, boğaz'da limon küfü pastel ahşap. kocaman bir akvaryumu andırıyor akvaryum birahanesi. hepimiz biraz balık, biraz bahar nezlesi, biraz şiir, bir o kadar parasızlık... '' diye başlar kitap alır sizi içine. bir yerinde de şöyle bir cümle vardır. "bir şeyin eksikliğini biliyorum, bir tahta eksikliği belki. duygusallığımı yitirdim, suçluları aramıyorum. herhangi bir şarkı bir yerlere götürebilir bizi gökyüzüne bakarken, ama her şarkıyla bir yerlere gitmeye uğraşırken yozuz işte hepimiz." okumaya doyamıyorum. düşbükümüzdü o bizim...

falınızda rönesans var... hah geldik esas konularımıza. o toplum ve siyaset bilimciydi. imam-cizvit okullarından tut, o zamanki adıyla fetullah hoca'nın mektubunu neden reddettiğine kadar her şey yazılıdır burada. ''korkmayınız bu pıtırak kuran kurslarından, imam-cizvit okullarından, bırakınız bu cinfikir çocuklar dönüp dönüp okusunlar bilmedikleri bir dilin ibadetini. bu çocuklar içinden diderot'lar çıkacak.
biz henüz rönesansımızı yaşamadık ki!'' dedi. haklı yaşayacağız. bunu gerçek kılacak kuşak belli. kimse kusura bakmasın...

denememeler... keyifli bir haldun taner hikayesi ve meşhur şahları da vurular'ın perde finali hikayesi bu kitabın sonunda anlatılır ilk defa. ustanın gözyaşlarıyla sel alır elmadağ'ı, gondolla döner teşvikiye'ye... dene büyüklüğünde memeleri anlatmaz gayet tabi burada....

kalemimin sapını gülle donattım, 2001'de çıkışlı. muazzam bir özyaşam öyküsü. bir tiyatro istiyorum der kitabın sonunda. usta istediğine kavuştu. ama nasıl? çarşamba'dan istanbul'a bir öykü. gs lisesi anıları ve dahası ve dahası... kanada'da türlü vaatler verilir ustaya para, sahne, vatandaşlık. o turist olarak gelmez istemez çarşamba'ya. üstelik çok da gençtir, ama ustadır. en başarılı yazar olmuştur... monique vardır bir de. yaman kadın... geçmişe döner sık sık. dedelerinin hikayeleri de vardır. oraları da muzzam kurgulamıştır. hatta kundaktaki kendini dahi konuşturmuştur. bu kitabı fazla okuyanlara, hadi göster dediğinizde 3. yüzyıldan kalma bir incil ile karşılaştığınızı zannetmeyin. içindeki yaşanmışlıklar dışına sirayet etmiştir...

rum memet kısa kısa hikayeleriyle çerez mahiyetindedir. alışılagelmiş üslup korunmuştur. ama kalemimin sapını gülle donattım'dan sonra okuyucuları hiçbir kitap kesmemektedir. rum memet'de bu sebeple güme gitmiştir. halbuki parça parça bizi anlatmaktadır.... kapaklarını falan çok beğeniyorum. yaratıcıydı...

eşeğin fikri, filozofluk devam ediyor. zaten hiç bitmedi ki. ''siz siz olun, sinirinize mukayyet olun , sinirinizin kıymetini bilin . sinirsizlik çok tehlikeli bir boyut. müdürünüz kafanızı mı ütülüyor? birdenbire, kes lan! diyeceksiniz . o hemen kendine gelir. biri size yan mı baktı , basacaksınız küfrü. o, ondan anlar. niye yan bakıyor durup dururken? bakmasaymış! saati sorana çakacaksın tokadı. sinir güzel bir şeydir.'' der. bir de kitaplarla ve dijitalleşmeyle ilgili muazam tespitleri vardır, hepsi gerçek oldu...

hacı komünist, aaaa hepsi bir yana. hacı komünist bir yana. size arkadaş ortamında ferhancı denildiğinde muhtemelen hacı komünist'i okumuşsunuzdur artık. che guevera ile yemek yemiş kadar olduğunuz bu kitapta, bir ustanın işi ne kadar ciddiye aldığını görürsünüz. daha küba'ya gidileceği konusu yarıım yamalak iken dalar beyoğlu'nda underground bir sinemaya fidel belgeselleri izler. kitaplar okur. bilgilerini tazeler. kitap istiklal'de açılır zaten. bambaşka bir kıtada dolanır, bambaşka şair sevdalarla. çok güzel yazı yazar masalarda, pipolar, deniz, bol margarita. şans kapıyı kırınca filmi'nin detayıdır. diğer oyuncular küba'dan elleri boş döndüğünde ferhan şensoy bir kitapla dönmüştür. yorucu seti anlatır. küba'yı anlatır. dolaştırır sizi. sinan çetin'e çatar. siz de çatarsınız. çatılmayacak herif mi ki bu...

elveda ssk, işte bu kitap bitirdi bizi. her şeye maydanoz olan bir kadın vardı. cumhuriyet'te yazar. bu kitaptaki şükrü karakterini bir taktı kervana. yok ferhan şensoy şöyle hayvan sevmez. böyle tecavüzcü şöyle de böyle. e biz ne demiştik. ferhan şensoy okuyup haldun taner'i, altan erbulak'ı, tahir alangu'yu, sait faik'i, boris vian'ı, bertolt brecht'i, samuel beckett'i, gogol'ü, diderot'u, karl valentin'i ve daha nicelerini yakından tanımak varken hiç okumayıp ya da okuduğunu anlamayıp bir kitabından cımbızla bir sayfayı çekip sapık düşünceleri meb onaylı çocuk kitaplarında gezenlerle aynı kefeye koyup fabl okuyunca eşek olacağını zanneden gerizekalı twitter linç ahalisinin önüne atmak da olası... bu kadın da onu yaptı kitaptaki şükrü karakterini ferhan şensoy sandı. fabl okusa eşek olacaktı herhalde... güzel kitaptır, okuyun istanbul'dan güneye giden şükrü'yle bir uzun yol yapın...

karagöz ile boşverinbeni... hep yalnızlık yavrum yalnızlık ömür boyu... artık hiç kalmadı kumrular ferhan ağbi... bu kitapta da yalnız bir adam vardır. kumrularla bağ kurmasıyla siz de ona aşık olursunuz. içten içe o adam ferhan ağbi gibi gelir. mekan aynı mekan. hareketler düşünceler aynı. sonunda bırakır o adam kendini çok yükseklerden aşağı, bombok olursunuz.... karagöz de bir kumru boşverinbeni'de... şöyle demektedir karakterimiz.
''beyoğlu;
-artık terket beni!
diyor ruhuma… burada büyüdüm, hayatım burada geçti… şimdi sanki;
-siktir git!
diyor bana beyoğlu.''

seçme sapan şeyler, burada bir yevgeni yevtuşenko geçiyor öyküsü vardır. bu öykü de ferhan şensoy'un neden bambaşka bir yazar olduğunu kanıtlar işte. çişe bile gitmezsiniz okurken tıpkı boğazdaki evinin camından geçen gemileri izleyen ayten hanım'ın emekli kocası gibi...

ferhantoloji... burada her şey var. keşke güncellenseydi. çıktığı yıla kadar olan tüm ferhan şensoy yapıtlarından bir demet sunar size. o zamanlar gecedeste yayınlanmadığı için yayınlanmamış gecedeste diye şiirler de vardır. güzeldir. usta'nın mete inselel ile oynadığı ve kendi yazdığı anya manya kumpanya oyunundan replikler vardır. demek usta dil icat etme numarasını ilk bu oyunda kullanmış dersiniz. şahlar'dan önce. idi amin anya manya kumpanya avantadan lavanta oyunu. hiçbir yerde izine rastlayamazsınız ama bu kitabın içinde vardır. işte böyle bir hazine...

başkaldıran kurşunkalem... bu dağladı zaten bizi. ırmak kıyısında doğan ustanın ikinci el yazması günce kitabı. fransa'dan gelen çocuğun. yetmişli yılları nasıldı. o zamanlar türkiye ve sanat dünyası nasıldı. siyaset nasıldı. ayfer feray nasıldı? :)... bu da kalemimin sapını gülle donattım'ın ikinci cildidir. al beni tekrar tekrar oku duygusu verir. özcan özgür, baykal kent bu kitabın enfes motifleridir. kitap haldun taner ile divan pastanesinde buluşmasıyla biter. bu kitabın devamı özyaşamın üçüncü cildi nezle olmuş dolmakalem'i çıkarmaya ustanın ömrü vefa etmemiştir. eğer bir gün çıkarsa kitap tam 79- 80'li yıllar ile başlayacak. çünkü başkaldıran kurşunkalem'de şahlar'ı nasıl yazdığını, gölköy'e gidişini falan anlattı. her şey hazır. sırada ortaoyuncular'ı kurması var. ne varki onları yayınlayamadı. bakın buradan duyuralım. o günceleri temize çekmek ise dert. veya dosyaları kitap eylemekse, beş kuruş istemem nolur sesimi duyun. çıkaralım şu kitabı. ben talibim her türlü yardıma, katkıya... binlerce insan bekliyor bu muazzam eserin devamını...

kedittin direniş... aydınlar sessiz kalmamalının örneği. ustanın aydınlık gazetesinde yazdığı köşe yazıları. kedittin, gezi direnişinde ses tiyatrosuna sığınan biricik kedimiz. giderek artan tayyip istifa sloganlarına miyav mismiyav diyerek katıldı da aldı direniş soyadını. hem de sol patisini cama vura vura. afferin ona. bravo ustaya. bu doğu perinçek'in de uğramadığı liman kalmamış dersiniz kitabın sonunda... :))

gecedeste, dündeste, derdeste, ferdeste... hepsi ayrı motif. gündeste muadilleri içlerinden birinde şöyle der. gündeste'yi nasıl yazmışım. hakikaten öyle. gündeste çok ayrı ama bunlar da çok güzel. ferdeste zaten cennetten inen kitaptır. o vefat ettikten sonra yayınlandı. orada son şiirler göz yaşartır. ilk defa hastalıklarından bunalan ferhan şensoy şiirleri görürsünüz. can yücel misali... ölümün onun için ne ifade ettiğini de anlatır. nasıl korkusuz olduğunu geriye dönüp baktığında dolu dolu bir yaşam gördüğünü ve gözleri açık gitmeyeceğinin şifrelerini de vererek. bunların devamı için güldeste demişti... beklemedeyiz. pandemide geldi çoğu. biz nezle olmuş dolmakalem'i çokça beklerken şiirler içinde bulduk kendimizi...

kitap eylenememiş nice dosyaları vardır, bekliyoruz beklemedeyiz.

ustanın oyunlarına da hakimseniz mevzu sizin için kapanmıştır sanmayın sakın. artık benim gibi sonsuza kadar açık kalmış bir ferhan şensoy penceresinden esen yelle sürüklenir yelkenliniz. yelkenliniz yoksa da adımlarınız o yel doğrultusunda gider işte.

elli küsür oyunu vardır, bu bir özel tiyatro için elli senelik repertuar demektir. hiç uyumamış demek ki devamlı yazmış... yazmış bizi aydınlatmak için. onu sahneden izlemiş biri olarak kendimi şanslı addediyorum. bana imzalayıp gönderdiği kitaplarla hayatım değişti. dilim döndüğü sürece kendisini anlatacağım, kusuruma bakmayın...


usta okunacak, yazılacak, çizilecek... dediğimiz gibi o zamanlararası biriydi. başka bir galaksiden uğradı gitti, varsayalım hiç gitmedi. iyi ki doğdun usta! zamanlararası ferhan şensoy 72 yaşında!

dr.dingildekyazar/26 Şubat 2023/türkiş

Yorumlar

Popüler Yayınlar